Zalha'nın Oğlu

Stok Kodu:
9786054454990
Boyut:
13.50x20.50
Sayfa Sayısı:
597
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786054454990
362503
Zalha'nın Oğlu
Zalha'nın Oğlu
23.00

Memed'in niyeti doğrudan Adana'ya gelmek değildi tabi. Malatya' daki garaja bir kere geri çıkmış; kapısının dışında epeyce beklemişti. Kapıdan çıkmakta olan bir otobüsün muavini 'haydi Maraş.....Maraş...." diye bağırınca, hemen kopmuş binmiş; gece yarısından sonra Maraş' a gelmişti. Bu saatten sonra hiçbir yere otobüs olmaz denilince, mecburen orda sabahı beklemiş; sabah kalkan ilk otobüse binip Antep'e gitmişti. Akşama kadar Antep'te dolaşıp durmuştu hep; ama ne gözünün önünü görüyor ne kendinin farkında; ne yedi, ne içti, nereleri dolaştı bilmiyordu pek. Hayalet gibi dolaşıp durmuştu öyle. Akşam olunca gene epeyce dolaşıp garajı bulmuş, garajda gezinirken de Ceyhan'ı düşünmüştü tekrar tekrar; sonra doğudan gelen bir otobüse binip, gece yarısına doğru Ceyhan' a gelmişti..... Ama tam üç günden beri, işte bu köprü başında ve caddenin kuzeyindeki bu büyük garajın çevresinde dolanıp duruyordu. Geceleri ise, bu garajda veya bu çevrede uygun bir yer bulup kıvrılıp yatıyordu. Zaten her vakit, garajın iç tarafındaki ve dış tarafındaki duvar diplerinde veya oralardaki ağaçların altında; yatıp uzananlar, uyuyanlar, bir araya gelip sohbet edenler, hiç eksik olmadığı gibi. Gece yarısıyla, şafak vakti arası hariç; buralara gelip gidenin, girip çıkanın haddi hesabı yok. Sanki hem işçi, hem işsiz, hem de bir garipler durağıydı burası. Büyük caminin önündeki o bildiği parkta da iş arayanlar toplanıyor, işçi arayanlar oraya da uğruyorlar ama; burada da bu işin döndüğünü biliyordu Memet.

Memed'in niyeti doğrudan Adana'ya gelmek değildi tabi. Malatya' daki garaja bir kere geri çıkmış; kapısının dışında epeyce beklemişti. Kapıdan çıkmakta olan bir otobüsün muavini 'haydi Maraş.....Maraş...." diye bağırınca, hemen kopmuş binmiş; gece yarısından sonra Maraş' a gelmişti. Bu saatten sonra hiçbir yere otobüs olmaz denilince, mecburen orda sabahı beklemiş; sabah kalkan ilk otobüse binip Antep'e gitmişti. Akşama kadar Antep'te dolaşıp durmuştu hep; ama ne gözünün önünü görüyor ne kendinin farkında; ne yedi, ne içti, nereleri dolaştı bilmiyordu pek. Hayalet gibi dolaşıp durmuştu öyle. Akşam olunca gene epeyce dolaşıp garajı bulmuş, garajda gezinirken de Ceyhan'ı düşünmüştü tekrar tekrar; sonra doğudan gelen bir otobüse binip, gece yarısına doğru Ceyhan' a gelmişti..... Ama tam üç günden beri, işte bu köprü başında ve caddenin kuzeyindeki bu büyük garajın çevresinde dolanıp duruyordu. Geceleri ise, bu garajda veya bu çevrede uygun bir yer bulup kıvrılıp yatıyordu. Zaten her vakit, garajın iç tarafındaki ve dış tarafındaki duvar diplerinde veya oralardaki ağaçların altında; yatıp uzananlar, uyuyanlar, bir araya gelip sohbet edenler, hiç eksik olmadığı gibi. Gece yarısıyla, şafak vakti arası hariç; buralara gelip gidenin, girip çıkanın haddi hesabı yok. Sanki hem işçi, hem işsiz, hem de bir garipler durağıydı burası. Büyük caminin önündeki o bildiği parkta da iş arayanlar toplanıyor, işçi arayanlar oraya da uğruyorlar ama; burada da bu işin döndüğünü biliyordu Memet.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat