Zamanın Tekerleği, Kuprin'in sürgündeki başyapıtları arasındadır. Bir aşk hikayesidir bu, ama sıradan değildir: bir yandan belli belirsiz, büyük Rus edebiyatçılarının ustalıkla yansıttıkları melankolik Rus ruhunun tınılarını, sürgündeki adamın acılarını, aşk ve memleket hasretinin iç içe geçtiğini hissedersiniz onda; ama diğeryandan, erkeğin kaleminden dökülmüş bir kadın hikâyesidir. Kafeslere sığmayan birkadınruhununkanat çırpışlarını işitirsiniz; hayatta tek aradığı dingin bir huzurla birlikte, deyim yerindeyse total bir aşktır; böyle bir aşk ise erkek gibi kadının da özgür insan olmasını gerektirir. Denebilir ki, bu kadın için her tür kişisel özgürlük ihlali, total aşkın surlarında açılmış birer gedik, onu aşk olmaktan çıkaran bir bozulmadır. Ve o zaman kendisini erkeğe bağlayan diğer bütün bağları da koparıp atar, hem de büyük bir irade gücü, korkunç bir kararlılıkla. Yani diyeceğim, bana öyle geliyor ki, erkeğin kaleminden çık
mış feminist bir başyapıttır bu. HY
Zamanın Tekerleği, Kuprin'in sürgündeki başyapıtları arasındadır. Bir aşk hikayesidir bu, ama sıradan değildir: bir yandan belli belirsiz, büyük Rus edebiyatçılarının ustalıkla yansıttıkları melankolik Rus ruhunun tınılarını, sürgündeki adamın acılarını, aşk ve memleket hasretinin iç içe geçtiğini hissedersiniz onda; ama diğeryandan, erkeğin kaleminden dökülmüş bir kadın hikâyesidir. Kafeslere sığmayan birkadınruhununkanat çırpışlarını işitirsiniz; hayatta tek aradığı dingin bir huzurla birlikte, deyim yerindeyse total bir aşktır; böyle bir aşk ise erkek gibi kadının da özgür insan olmasını gerektirir. Denebilir ki, bu kadın için her tür kişisel özgürlük ihlali, total aşkın surlarında açılmış birer gedik, onu aşk olmaktan çıkaran bir bozulmadır. Ve o zaman kendisini erkeğe bağlayan diğer bütün bağları da koparıp atar, hem de büyük bir irade gücü, korkunç bir kararlılıkla. Yani diyeceğim, bana öyle geliyor ki, erkeğin kaleminden çık
mış feminist bir başyapıttır bu. HY