Egemen Türk siyasal düşüncesi, hatta daha yüksek bir soyutlama düzeyinde Türk kamu felsefesi korporatisttir. Korporatizm, solidarist alt-türüyle de, faşist alt-türüyle de, anti- Marksist ve anti-sosyalist olan ve kapitalizme anti-liberal bir teorik-moral rasyonel sağlamaya çalışan, tanımı gereği sağ bir ideoloji ve dünya görüşüdür.
Korporatizm, toplumu, Atatürk'ün deyişiyle birbirlerinin "lazımı ve melzumu" olan, birbirlerini uyum içinde tamamlayan organlardan (meslek zümrelerinden) oluşan bir organizma olarak görür. Hem liberalizmin bireyciliğini, hem de sosyal sınıfların varlığını, sınıf çatışmasını, emek-sermaye çelişkisini reddeder.
Türkiye'deki egemen korporatist düşüncenin en yetkin düşünürü Ziya Gökalp'tir. Türkiye'deki aşırı ve ılımlı sağ akımlar ve partiler, silahlı kuvvetler, klasik Kemalistler, “Kemalist Sol” ve “sosyal demokratlar”, hatta belli ölçülerde bazı sol gruplar, son tahlilde sahip oldukları temel düşünsel kategoriler bakımından, bu korporatist şemsiyenin altındadırlar ya da korporatist düşünceden nasiplerini değişik derecelerde almışlardır. (Tabii, son üçünün bu bakımdan tutarsızlığının ve “sentez sakatlığı”nın vahamati de er geç ortaya çıkmak zorundadır.)
Egemen Türk siyasal düşüncesi, hatta daha yüksek bir soyutlama düzeyinde Türk kamu felsefesi korporatisttir. Korporatizm, solidarist alt-türüyle de, faşist alt-türüyle de, anti- Marksist ve anti-sosyalist olan ve kapitalizme anti-liberal bir teorik-moral rasyonel sağlamaya çalışan, tanımı gereği sağ bir ideoloji ve dünya görüşüdür.
Korporatizm, toplumu, Atatürk'ün deyişiyle birbirlerinin "lazımı ve melzumu" olan, birbirlerini uyum içinde tamamlayan organlardan (meslek zümrelerinden) oluşan bir organizma olarak görür. Hem liberalizmin bireyciliğini, hem de sosyal sınıfların varlığını, sınıf çatışmasını, emek-sermaye çelişkisini reddeder.
Türkiye'deki egemen korporatist düşüncenin en yetkin düşünürü Ziya Gökalp'tir. Türkiye'deki aşırı ve ılımlı sağ akımlar ve partiler, silahlı kuvvetler, klasik Kemalistler, “Kemalist Sol” ve “sosyal demokratlar”, hatta belli ölçülerde bazı sol gruplar, son tahlilde sahip oldukları temel düşünsel kategoriler bakımından, bu korporatist şemsiyenin altındadırlar ya da korporatist düşünceden nasiplerini değişik derecelerde almışlardır. (Tabii, son üçünün bu bakımdan tutarsızlığının ve “sentez sakatlığı”nın vahamati de er geç ortaya çıkmak zorundadır.)